6 Haziran 2010 Pazar

ARKA BAHÇEMDEKİ VİCDAN MANZARASI...




Yağmurlu ve puslu bir pencerenin arkasından izliyorum onları....benim insanlarım....hayatımdaki yapıtaşlarım...belki de şimdiye dek gördüğüm çok geniş bir kavim onlar...varoluşum..aradığım sebeplerim...huzurum..nefretim...kahkaham...işte onlar çilekli damarlarımda dolaşan minik parçalarım....ve tabii ki bendeki sizlerim!



O akşam hemen arka bahçeme yöneldim...çiçekler, börtü böcek bayram şenliğinde...yakmışlar sanki ışıkları, yapraklar birbirine yaklaşmış halay çekiyor...dilimde bir şarkı "durma yağmur sen de durma" bari sen nefessiz bırakma toprağı...bari onların gülsün yüzü...uğramasın düşkırıklığına..melodiler ve ardından sözler yaprakların üzerinde dans ediyor...senfonik bir edayla doğa canlanmış....ben ise parça tesirli sancılarımı dindirmek için gelmişim....bahçemin ışıkları bile aydınlatamamış beni o gün...kör bir kuş gibi yolumu aramaya çalışıyorum...içimdeki keskin virajları almaya yeltenirken....zihnimdeki güven duygusu yerini maskeciliğe bırakmış...ben virajı almaya çalışırken; meğer damarlarımda dolaşan, benim sandığım minik parçalarımdan bazıları, bir uçurum boşluğu kazmış yolun sonunu sandığım noktaya...kazarken yorulmuş,kan- ter içinde kalmış..üstü başı toprak olup, terli vucudu toprağı sırılsıklam yapmış..o kadar uğraşmış ki; parmakları yara-bere içinde...ellerindeki nasırlar kalbine vurmuş..ve hızlıca vicdanını ateşe vermiş....kazıdığı her katta derin parmak izleri bırakmış...sanmış ki toprak ıslanır ve yağmur suyu tüm lekeleri,tüm izleri çıkarır...arkasındaki koca izlerle terketmiş mekanı...nereye gitse izler de gölgesi olmuş onun...


Virajı alamadığım için, derin uçurum karşımda kaşlarını çatmış bana bakıyor...aç bi aç gözleri ağzına emir vermiş....beni yutmak için bekliyor, tüm hırsları ve hazımsızlığıyla....beklediğim tek bir mucize bile yok sanılarımda...gözlerim kapalı ve tüm şaşkınlığımla artık kaçınılmaz bir hal aldı....böylesi haksızlıktı....hızımı yavaşlatarak ve başka bir yol olmadığı için derinlikte buluyorum kendimi...ve daha 1 dk. bile geçmeden halatlarla çekiyorlar günlük güneşlik mekana beni...yukarıya çıktığımda maskesiz yüzler vardı karşımda...hasetin, riyanın olmadığı gözbebekleri takipteydi gözpınarlarımı....


Arka bahçedeki yapayanlız sen! Maskesiz halinle, maskeli halini ne kadar eşleştirebilirsin? Nasıl hesap verirsin yanmış kül olmuş vicdanınla evrene?
Hayatımdaki tüm maskelileri ıskalasın bu okum...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder