29 Kasım 2012 Perşembe

DOGACLAMA OLMALI ANNELIK






Eminim ki butun yeni anneler bu yoldan gectiler. Ilk anne olunca, bir ne oldum delisi, en iyi anne benim havalari, herseyi ben bilirimler, kitaplari hatim indirmeler, doktorlarin soylediklerini birebir uygulayan, ya da elestiren gibi gibi sure gelen bir seruvenin icine hizlica akip ilerlemekle mesgul insanlar toplulugu olduk.

Kah agladik yorgun uykusuz, kolikli gecelerde, kah bir guluslerine dunyalari verdik. Ama adi ustunde hepimiz birer acemi yeni anneydik. Daha oncesi yoktu hayatimizin sanki. O an annelik uzerimize aniden ilistirildi ve kendimizden gectik. Daha dogmadan, cocuklarimiza anne karninda muzik dinleterek basladik annelige, dogmamis evlada yazilan mektuplar, baby shower partileri, anne-bebek dergilerindeki urunleri inceledik uzun uzun, hangi bebek arabasini alsak, hangi ana kucagi, hangi kuvet, hangi nevresim takimlari, seminerlere katildik, sonra kitaplara daldik derin derin icimize cektik herbir sayfayi, sanki hersey kitaplardaki gibi, olmasi gereken buymus gibi, kurallar, rutinler, ritueller icinde kaybolduk. Otomatik, sistematik, kurallarindan vazgecmeyen, direnen tavirlara girip, zaman zaman obsesif, panik atak annelere donusuverdik. Cocuk gelisimiyle ilgili tum kitapevlerinde bir kaynak patlamasi yasaniyor bu siralar. Bunlar yanlis bilgilerdir demiyorum. Fakat birinin kendince dogru oldugunu savundugu dusunce, diger kitapta tamamen karsit gorus olarak karsimiza cikiyor. Biri cocugu aglatarak uyutmayin, psikolojisi bozulur, yetersiz ve eksik hisseder diyor, oteki aglasa da yatir kaldir yapin diyor..peki biz ne yetistiriyoruz? Bizim cocugumuz, degerlimiz, ic sizimizi neden bu oyunun icine koyuyoruz? Robot yetistirmiyoruz ki! evet rutinler, ritueller olmali...uyku icin kim west methodu su ana kadar en cok hemfikir oldugum method oldu ve uygulamaya da basladim. Cocugum yipranmadi. Peki ben tracy hogg alip bir gozu donmusluk olarak uygulamaya koyulsaydim ne olacakti? Benim cocugumun psikolojisi bozulacak ve kendini yetersiz mi hissedecekti? Bu durum kafada baloncuklarla dolasmama neden olacak ve bitmez tukenmez gelgitlerde bulacaktim kendimi.

Peki neden bu fikirlerin ortasinda, oradan oraya gecis yapiyoruz deli danalar gibi. Birden dank etti, hani olur ya, yildizlar parlar dusunce baloncuklarinin icinde, bir isik yanar sana dogru. Tum aldigim kitaplari bir kenara koydum. Oh mis kus kadar hafifledigimi hissettim. Ic sesim bana en dogruyu sunacakti. Atesin de ihtiyaci olan buydu. 3 yil once Yoga ya basladiktan sonra, farkindalik artisiyla birlikte en onemli kazancim empati kurmak oldu. Cevremdeki herkese bu sekilde yaklastim. Sira Ates' e gelmisti. Minik cocuklarimiz icin sadece empati kurulmali, bir gun boyunca deneyin, kendinizi onun yerine koyun, hersey kolay bir sekilde rayina oturuyor. Biz zaten yetiskiniz, zaten o minik vucutlardan hep ondeyiz, nedir bu hirs? bu baska cocuk karsilastirmalari? birakalim egolari, disiplin takintilarini...benim cocugum kendine has, ozel bir cocuk, kimse olamaz, olmamali da! akista olalim sadece! onlara "lutfen" i ogretelim, "ozur dilerim" i, " tesekkur ederim" i...ben nasil olursam yansimam Ates de oyle olacak. Emir verirsem, o da bana emir verecek, kizarsam kizacak, gulersem gulecek..

Hadi artik rahat olalim. Paranoyak olmayalim. Mevlana' nin dedigi gibi "Gul dusunup, gulistan olalim" tek amacimiz mutlu cocuk yetistirmek olsun...ozguvenleri olsun...hersey bizim kontrolumuzle ilerlemeyecek, bir yere kadar cocugumuzu kontrol edecegiz, kendimizi bu hirsla helak etmeyelim. Isin ozu cok basit. Mutluysam o da mutlu olacak...kisacasi akistayim...dogaclama ilerliyorum ve rahat nefes aliyorum artik.

Sevgiler, isiklar ve daima Ates bocekleri:)

Muge



- Posted using BlogPress from my iPad

23 Kasım 2012 Cuma

SENFONILER ICIMDE...





Dun gece karar aldim, oturayim, bir guzel yazi yazayim, boylelikle bu usengeclik, tembellik sifatini da kendimden uzaklastirayim dedim. Atesin sutunu de yogurt makinesine pismeye biraktim. Oyuncaklari hafiften iteledim ve oh mis ozgurluk deyip, derin bir nefes alirken, aniden Atesin aglamasiyla, hatta cigirmasi daha dogru bir ifade olacak, odasina uctum. Aslinda aklimda cok farkli gundemimde olan bir yazi vardi ama yuregim bu dedi..odasina girer girmez durum belliydi, hasta degil, fakat ev fazla sicakti sanirim ve bu yuzden burnu tikanmisti.

Ates burnu tikandigi zaman muthis korkuyor, ne uyuyabiliyor, ne su iciyor, ne emzik aliyor, ne de birseyle ilgilenebiliyor, hickiriklarla aglayarak yardim isteyen caresiz gozlerle bana bakiyor, beynimde kisa capli simsekler cakiyor, sonra hemen kendime geliyorum, sarip sarmaliyorum, burun spreyi, hava nemlendirici, naneli burun pomadi derken hepsini hazirliyorum onume, burun spreyi cocuklarin malesef kabusu oldugu icin, bizim eve de ayni durum geldi catti...nihayetinde burnuna sikana kadar cigliklar artik kulagimin icindeydi, bu sefer bu durumu ben yaptim diye babasina sarilmak istiyor, ben yanina gidiyorum, beni elinle itiyor, ehh ehh yapiyor, teallam seklinde kafada huniyle gezintiye basladim sabahin 2 sinde. Bu arada anneyim, boyle duruma da hic alisik degilim, bununla kalmadi ve Ates beni gorunce aglamaya basladi, icim eridi o dakikada. Dunyada sadece ben varmisim, fisi cekilmis bir makina, bekleme salonunda gunu gecmis dergilerden biri gibiydim. Hepsini toplasan bir ben etmezdim. Nasil olurdu da bu sekilde davranabilirdi benim melegim. 7/24 yuregimle bakiyordum ben o guzel yuzune. Benden baska kim bakar ona yuregiyle, benden baska kimin gozleri dolar, ici sizlar her sezinisinde, kim sukreder onu bana verene..yuregim burkuldu, bir sure kendime gelemedim. Boylesini hicbir varliga hissetmemistim. Ne es, ne bir dost. Beni ancak bu acitabilirmis, baska da hicbirkimse, hicbirsey icimi acitamazmis meger.
Sonra bir sure dinmedi aglamasi, yerini cin gibi bize bakan gozler aldi. Uyku acildi, peki bu sekilde kim uyutabilir? kollarina kostugu babasi bunu yapamazdi. Sabah da 6 da ise gidecekti. Charlie and the numbers cizgi filmini actim, hemen bana kostu, elimi tuttu...sardim, sarmaladim ellerimi ellerine, optum optum kokladim.. senfoniler kulagimda cinladi, gece boyunca uyuyamadim...bir yerde hatami yaptim , belki de daha fazlasi lazim, daha fazla sevgi vermeliyim, daha fazla ilgi, daha fazla oyun oynamaliyim, bazen kendi isimi yapmak icin ona cizgi film aciyorum, acmasammi, bencillik mi bu dedim, nefes molasi icin de mama sandalyesine oturtuyorum, onune sevdigi birkac kitap oyuncak sunuyorum, cok mu bencilce, simdi onu arada sirada sanki zorla hapsediyormus gibi hissiyatler icine daldim. Kisa kisa gelgitsel donusumler gecirdim:) neyse ki hep kisa suruyor. Yoksa iner kalirim dibi karismis kuyuda

Kisaca annelik bir yetersizlik duygusuyla kalakalma hali, evet bazen gri olursun, bazen siyah beyaz, zaman zaman mavisin, turuncusun ama sonunda hep rengarenk:)


Sevgiler, cicekler, ates bocekleri

Muge


- Posted using BlogPress from my iPad

13 Kasım 2012 Salı

HARİKALAR DİYARINDA OLMAK




Uyandigimda, tv yi actim ates oyalansin ben de yuzumu yikayayim, biraz toparlanayim derken, sonra durdum..izledim onu...patetes amca ciddi bir surat ifadesiyle dans ediyor, domates teyzeler gulucukler sacarak dansa katiliyorlardi, ates "mama mama" diye kafa sallayip ritim tutuyor..elleri havaya kaldiriyor "nenne nennee" diyerek bana da yap dermiscesine eglencesine katilim bekliyordu...sonra birden patates amca, domates teyze ve ates bocegimle birlikte dans ederken buldum kendimi...kendimizden gectik..gunesi selamlamamiz bugun bu sekildeydi diyelim:)

Ardindan kendimi bebek koalanin evinin icinde buldum, annesi onun icin lezzetli bir pasta yapmisti, arkadaslari da dogum gunu partisi icin "suprizzzz" diyerek gelmislerdi. Bunlari okurken biten kahvalti nesemize nese katti, hizlica odadan odaya kostururken, balonlar onumuzde sirali... gol gol diyerek evde minik bir taraftar ortami yaratildi, birden gozler artik bayilmis ifadeyle bakmaya baslayinca, meleklere baglandik..."unlu bebeklik ninnimizin melodisinde kaybolduk.." Melekler melekler nerdeler? Benim de ogluma gelseler, uyumuyor siz olmayinca, melekler yardim etseler? " kacan zamanin hizlica kovalanmasi, kisa bir zihin ve beden temizligi, evetttt ucuyorummm bir uctekerin uzerindeyiz atesle. Şuşu ve uctekerini gorur ve "abbaa" diyerek bas bariton tonlamasina bir ilk getirir. Şuşu' yu uyutup, penceresindeki kargaya ve aydedeye opucukler sunmadan bitiremeyiz hikayeyi. Durmak yok, sekilli objeleri deliklere yerlestirirken, kare ve ucgen olup, kendimizi o masanin icindeki baska oyuncaklar zannettik ve kurtulduk kapali yerden. Evin dort bir yanina dagilan oyuncaklardik cogu zaman. Tam hadi oturalim derken, popomuza batan bir arabayla yola devam etmek istedik..birrrrnnn birrnn esliginde, salon ve mutfak arasi bir yaris pisti olusturduk. Hizliyiz, gaza bastik, frenler kullanilmiyor bu arabada, korku, kaygi yan koltukta oturuyor. Fonda duman grubunun muzigi duyulur ve araba atilip, dans figurleri ve kafa sallamaca yaparken bir club ortami yaratilir. Bu durum da uzun surmez:) belki de manav olmaliyiz..meyve ve sebzelerin tanitim zamani geldi...renkleriyle birlikte kisa bir bilgilendirmeden sonra, sira geldi spor egitmenligine:) plates ve yoga hareketleriyle gunumuze devam ederiz...ama yatak odamizdaki yatagin uzerinde...baska bir yerde yapmiyor ates bocegi

Uzun lafin kisasi:) benim icin her daim Atesin dusler alemine dalis yapmak, yorulmak nedir bilmemek, zaten bunu dusunmeye vakit dahi bulamamaktir harikalar diyarinda olmak

Sevgiler, cicekler, ates bocekleri

Muge




- Posted using BlogPress from my iPad

7 Kasım 2012 Çarşamba

ATES HASTA OLUNCA





Ates hasta olunca, eskisi gibi olmaz soludugum hava. Daha dumanli, daha soguk, yer yer yagmurlar gorulur. Icimden gurular cikar...neden hasta ettimler, benim sucumlar, ilk cocuk acemiligim, acaba ustunu yeterince ortemedimmiler, anneligimi sorgulamalar..bla bla diye suregelir devami

Ev sessizlesir, ben oksuzlesirim, sesim kisilir..guclu goruntumun altinda, bir yarali kus yatar ve kanadi kiriktir. Keske ben hasta olsaydim der ic sesim surekli. Hic hasta olmasalar derim. Mumkun degil tabi ki, savas verecek bagisikligi. Ama anne yuregi iste kiyamaz. Elimde degil. Her oksuruste, bir super anneye burunerek, bedenindeki herbir hucreye ulasip, iyilesmesi icin elimden geleni yapabilirim. Insan olmam yeterli degilmis gibi gelir. Superanneye donusme fikri zihnimde fink atar. Daha cok opup koklamak, daha cok sarmalamak bir nebze vicdanimi rahatlatir. Usurum ates hasta olunca, icim tirtir titrer ama belli etmem...sicacik durur bedenim. Daha cok izlerim onu..soluk alisverisini icimde hisseder, kiymik kiymik olurum. Kul acziyeti, anne caresizligi saplanir sirtima. O agladiginda, gozumden sicim sicim yas akar, refleks olarak. Dualar, melekler kolkola girer uzerinde. Butun vucudunu cevreler. Onun icin calisirlar geceleri. Basucundaki sandalyede oturmus, kollarimi karyolayasina dayayip, sicacik bir bekciyimdir Atesime.

Baskalasir anneligim...bir boyut atlarim sanki. Zaman kavrami bilmez halime guc gelir. Direnme gucu. Bekleme gucu. Sabir gucu. Alt ederim tum olumsuzluklari, siper olurum, bendir Ates, benimdir, bendendir, icimin sızısıdır. Otesi yoktur. Kucagimda uyuttugum, minik yumagimdir. En buyuk sebebim, iki karagozum, saskin urkek yuzumdur.

Kelimelerin bogazimda dugumlendigi su an. Ates bocegim hasta olunca her nevi sikinti icimde basgosterir, elimde degil

Saglikla

Muge