28 Mayıs 2013 Salı

MUTLULUK HALLERİ 3






Ey hayat günler kısacık, zaman çok ama zaman yok nakaratıyla yürüyorum gündüz gece. Son günlerde ara ara anormalleştiğim doğrudur. İnsanım nihayetinde, olumsuzlaştığım olmuyor değil! Bu vakit geldiğinde kendimi güzel duygularla rehabilite etmeye çalışıyorum. Her zaman işe yarıyor mu? Kesinlikle yarıyor. Yılgınlığım bitiyor, farkındalık araya ilişiyor, boşluk doluyor, zaman sanki değişiyor, değişiyorum ve başkalaşıyorum o vakit! Aslında öyle normal ki hissettiklerim...hiç kolay değil...Annelik aslında tek başına mücadele etme hissiyatıyla dolu! 12 yıllık iş temposundan sonra, birden bambaşka bir sorumluluk içine girmek. Gün içerisinde ne yaptım desem bana göre koca bir hiçlik duygusuyla boğuluyorum... ve birden bunun bir geçiş süreci olduğunu düşünmekle yeniden nefes alıp veriyorum. Dolu dolu huzur kapısını açıp hızlıca kendimi içeri çekiyorum. Bu sıralar daha fazla istek daha fazla dua lazım. Akışta kalmanın aslında en doğru çözüm olduğunun farkındayım. O zaman başlasın yine yeniden bol şükürlü mutluluk hallerim, merhemlerim!




Mutluluk; minik Ateş böceğimin beni bekler misin? Dediğimde durup beni beklemesini dolu dolu gözlerle seyreylemek.




Mutluluk; sabah uyandığımda, penceremden, gökyüzündeki bulutları saymak




Mutluluk; bir kitap kurdu yetiştirmenin derin hazzını yaşamak. Binlerce kez şükretmek




Mutluluk; yaşadığın şehrin doğal alanlarını kesfetmek. Bir nefes molası verip içine çekmek




Mutluluk fallara kalmamış geleceğini merak etmek:)




Mutluluk sevdiğin adamla evde pop-corn eşliğinde film izlemek. İyi ki varmışı hissetmek!




Mutluluk yanına çağırıp, foto çekmemi isteyen ateş böceğinin "annesinin oğlu" olduğunu görmek!




Mutluluk arkadaş olabilme hali...ilkleri ölümsüzleştirmek




Mutluluk daima ojeli olmak! Ojesiz çıkmam demek :)




Mutluluk türlü türlü uyuyorum numaralarını yermiş gibi yapmak:) sonra bıyık altı gülmek :))))




Mutluluk; her sabah ayaklarını uzatıp "annem ye ye" diyen oğula aşkla bağlanmak!




Mutluluk; yediğin çikolata, içtiğin türk kahvesi! Her bir yudumda şükürü unutmamak!




Mutluluk; gangam aşkı, hergün gangamla yatıp kalkmak:)))




Mutluluk; annenin uzun bir ara bile olsa bakım yaptırması!




Mutluluk; yeni bir çiçeğin eve renk ve can katması!




Mutluluk; hayatın anlamı tatlıların en sevileni...




Mutluluk; yaşadığın siteye girerken yeşili hissetmek,




Mutluluk; rengarenk olabilmek! renklerin huzuruna inanmak




Mutluluk; kardeşten öte olmak, meleklere inanmak




Mutluluk; bir çılgınlık yapıp tekneyle açılmak! Herkesi bir kaç saatliğine unutup:)))

Mutluluk; herkesi olduğu gibi kabul etmek!

Mutluluk; yüzünü gülümsetenlerle olmak! riyakarlığı farkedip anında yön değiştirmek!

Mutluluk; affetmek, kendinle barışık olmak, hafiflemek

Mutluluk; kimseyi yargılamamak, saygı duymayı bilmek!

Mutluluk; çocuğunu nakış gibi işlemek, olumlu geri dönüşleriyle mutluluktan havalara uçmak, milyonlarca şükretmek!

Mutluluk; doğru nefes almak

Mutluluk; canı yandığında annenin öpücüğüyle geçen sızılara gülümsemek

Sevgiyle ışıkla

Müge

20 Mayıs 2013 Pazartesi

SOSYAL ANNELER HİPPO PARTİ VE OYUN EVİNDE





 Sosyal Anneler olarak 11 Mayıs' da Hippo Parti ve Oyun Evinde Anneler Gününü kutladık. Katılım tam olarak beklediğimiz gibiydi. Açıkcası rahat rahat herkesle ilgilenmek için annemi de yanıma aldım, Pek yerinde bir karar olmuştu:) Çocuklar ablalarla oyun oynarken, anneler de sohbet etme fırsatı buldular. Sosyal Anneler olarak bu organizasyona çok emek verdik. İstedik ki, hayatı paylaşalım, bu güzel sinerjimizi büyütelim. Hepimiz biliriz, kadınların tek bir noktada buluştuğu "annelik" dir diye inkar edilemeyecek bir gerçek vardır. Aynı yoldan ilerlemek, aynı içsızılarını hissetmek ve aynı minik mutlulukları kalbimizde çoğaltmak biz annelerin yaşamından karelerdir. Bu mutlu günde bizlerle olan anne dostlarımız "Sosyal Anneleri" öyle mutlu etti ki, kelimeler yetersiz kalır. Tek tek sardım sarmaladım herkesi:)

Bizlerin yanına, uzaklardan gelen  Anne Ayça ' nın güzel gülümsemesi, ışıltısı içimizde sevgi yumağı oluşturdu. İyi ki gelmiş iyi ki tanıdık. Kendisine Balıkesirlerden gelip yanımızda olduğu için ayrıca çok teşekkür ediyoruz. Sevgili İrem Afşin, nam-ı değer Nazım Özgün' ün Annişi. Nazımla tanıştığımıza çok ama çok mutlu olduk. Özellikle Ateş abi abi diye diye kendini paraladı:)


Funda Kıy Türkmendağ


Veee sevgili Hippo Parti ve Oyun Evi ailesi. Aile kelimesi bana sıcaklığı anlatır, samimiyeti, herkesin olduğu gibi davranması. İşte Hippo' da bu samimiyet bu huzur daha girişten itibaren o kadar belli ki. Ev sahibeliğini yapan, Funda Kıy Türkmendağ, bu işe girerken o kocaman yüreğini koydu önce. Çünkü gerisi ışıklı yollarla ona sunulacak bu çok belli. Hippo 3 katlı, pırıl pırıl, rahat huzurlu bir parti oyun evi. En alt katta bir bahçesi var ki, biz anneler kendimizi şehire uzak Polonezköyde sandık. Kuş seslerinin hakim olduğu yemyeşil bir bahçe! bildiğin yeşil köşk, sessiz sakin, bol oksijen! Mekanın konumu Akatlarda detaylı bilgi için tık tık www.hippoparty.com (tel: 0212 352 62 56) yakın civarda oturuyorsanız, mutlaka uğrayın derim. Çocuklarınız için çok güzel aktiviteler, atolyeler, yoga ve daha nicesi. Özellikle bahçeye bakan salonda doğum günü partileri düzenleniyor. Mekanı süslemeye inanın gerek bile yok, doğanın içindesiniz çünkü. Hippo Parti ve oyun evine bu mükemmel organizasyona evsahipliği yaptığı için Sosyal Anneler adına teşekkürlerimi iletiyorum. Bu arada Sevgili Funda' nın yolu daima ışıkla dolsun. Huzurlu mekanında bereketli günler diliyorum.

Biraz da resimler konuşsun

Sevgiyle, ışıkla

Müge





















































































Posted using BlogPress from my iPhone

16 Mayıs 2013 Perşembe

SOSYAL ANNELER NİVOKİDO BULUŞMASI








13 Nisan' da sosyal anneler olarak güzel bir oluşuma imza attık. #sosyalanneler13nisandaotizmiöğreniyor ^#otizmifarketyasamipaylas adı altında twitter üzerinden örgütlendik. İstedik ki, bütün insanlık bilinçlensin farkındalık adına, "insan" olmak adına. Amacımız daha fazla kişiye ulaşmaktı. Umarım bu da gerçekleşecek hızlı bir şekilde. Nazım Özgün' ün annişi, gönüllü Otizm aktivisti M. İrem Afşin içimizi her cümlesinde ışıkla doldurdu, hayatımda sayısız sunum izledim ama bana iz bırakan böyle bir sunuma rastlamamıştım. Gözlerim buğulandı, kalbim ağrıdı, empati ya da farkındalık yetmezdi, daha fazlası daha fazlası mutlaka olmalı, olacak yani bu şart! ötesi berisi olamaz! Sevgili İrem #engelsizokul projesine de imza attı. Katılmak isteyenler, işin ucundan tutup, hayatı paylaşmak isteyenler, iletişime gecebilirler ( iremafsin@gmail.com)














Bizi ağırlayan mekan ise, Caddebostan NİVOKİDO Çocuk Mağazası. İçerisine girmeden huzurlu bir mekan olduğu o kadar belli ki. Güzel yemyeşil bir bahçe var önünde, hafif ılık esintiyle giriş yaptık. Uzak olmasam hergün uğrayabilirim. Puşetle rahatlıkla girebilirsiniz. İlk dikkatimi çeken oyuncakların ve kitapların rahat bir şekilde dizilmiş olması. Bu alışverişi kafamız karışmadan yapabileceğimize işaret. En önemlisi içeride oyun alanı da mevcut, OYNA, BEĞEN, AL konsepti özgürce oyuncak seçimine izin verilmesi , çocuğunuzu bir süre izleyip, tercih edeceği oyuncak konusunda fikir sahibi olmanız açısından çok önemli. Haftasonları da değerli eğitmenler, yazar ve dr söyleşileri oluyor. Takip edin derim:) Nivokido' ya bizleri ağırladıkları için, çok teşekkür ederiz. Yolları ışıklı olsun.

Ve günün dipnotları, otizme dair! aslında paylaşmaya çalıştığımız hayata dair, nasıl algılamak isterseniz;

  • Otizm, doğuştan geliyor, hamilelik sırasında ve anne karnında henüz tespit edilemiyor

  • Beynin, sinir sisteminin farklı gelişen yapısından ya da işleyişinden kaynaklandığı düşünülüyor

  • Genetik altyapıya dayanıyor

  • Karmaşık yapılı bir "hastalık" bu hastalık sonucunda gelişen farklılıklar yumağı

  • Her otizmli birey ortak özellikler haricinde, bir diğerinden farklı gelişir

  • Otizm yaklaşık 1 yaş civarında ilk belirtilerini gösteriyor, 8 aylık belirtiler başlıyor

  • Annenin sesi ve gülümsemesi gibi sosyal uyaranlara tepkisiz kalması veya tepkilerinde yavaşlık olması, göz teması kurmada zorluklar, motor gelişimde ve taklit becerilerinde gecikme, uyku ve yemek düzeninde sorunlar

  • Çok yaygın bir yanlış kanı; özellikle erkek çocukların geç konuştuğu veya anne/babası geç konuşan çocukların da geç konuşacağı düşüncesi

  • Erken teşhis çok önemli; yaşamın ilk 5 yılı, beynin en hızlı gelişim gösterdiği dönemdir.

  • Günümüzde 12 aylıktan itibaren tanı konulabiliyor

  • Erken teşhis=erken bireysel terapi=erken gelişme

  • Otizmli çocuklar mutlaka eğitim sistemi içerisinde yer almalı, çünkü eğitim otizmli birey için herşeyden önce "tedavi" demek

  • Eğitimde en büyük sorun "AYRIMCILIK"

  • Sevgili İrem dedi ki;
"Çocuğum otizmli olmasına rağmen, aldığı özel eğitimle gelişmeler göstererek, yaşıtlarıyla birlikte okuyabilecek düzeye geldi ancak başvurulan hiç bir okul oğlumu kabul etmek istemedi"

  • Eğitim , her vatandaş için anayasal hak, Otizmli çocuk için ise tedavi

  • Engelsiz yaşam için, farklı gelişen bireylere engel olmadan, farklılıkları kabul ederek, yaşamı paylaşmalıyız.

Sevgiyle ışıkla farkındalıkla,

Müge

- Posted using BlogPress from my iPad