18 Şubat 2015 Çarşamba

CAN PAZARI





3 gündür gece ateşli oğulcuk...birkaç saat uykuyla duruyorum...gözünün içine bakıyoruz demeye utanıyor insan!

Evlat;
Annelikten sana her gün yeni bir dilim veren
Büyüse de hep kokusundan tanıdığın
İçimin ince sızısı dediğin
Kimi zaman gözyaşın
Kimi zaman kahkahan
Uğruna ölebileceğin
Ben ölürsem ona ne olacak diye düşündüğün
Hep daha çok yaşamalı dediğin
Çok mutlu yaşamalı dediğin
Ona birşey olursayı düşündüğün noktada; aklını yitirip, arafta kaldığın

Derken bir haberle yıkıldığın...annesini düşündüğün...kalbinde koca bir yumru hissettiğin ve karmakarışık olduğun o anda

İşte tam o anda...
Çok utanıyoruz çok
Kimi zaman insanlıktan
Kimi zaman aynı havayı soluduğumuz ve türünü bilemediğimiz, adını koyamadığımız canlılardan

Kadına şiddete hayır diyoruz da
Geriye dönelim
Ataerkil zihniyetin iktidarda olduğu ailelelerce yetişmiş erkek çocukları düşünüyorum
Önce anne babaları tarafından sen harikasın, sen en iyisisin, kızım sen sofrayı topla, oğlum sen ne yemek istiyorsun hazırlayalım, kızım dışarı çıkamazsın...oğlandır dışarıda istediği kızla gezer...ne de olsa kendi kızı değil...bencillikte geçer notla yola devam....oğlumdur ne derse doğrudur, egemendir..güçlüdür erkektir...kızdır köledir..ezilendir...sabırlıdır...diyerek şişirilen erkek çocuklarından bahsediyorum. El birliğiyle aslında farkında olmadan kendini çok yüce sanan çocuklar yetiştirdi anneler...babalar...sonra bu erkek çocukları ben dünyanın hakimiyim diye dört nala gezer oldu, her gördüğünün sahibi sandı kendini...yazması bile midemi bulandırmaya yetiyor...çocuklar vicdan ve insanlık yerine egolarla doyuruldu günde üç öğün...egolar şiştikçe şişti...biri öldürerek çözdü işi, diğeri döverek, hani biraz okumuşlar sözlü şiddetle, biraz parası olan da kendini kaf dağında görüp, insanları "kendince" ezerek bir yol çizdi kendine... İşin özünde aslında mutsuz, ruhsuz, uykusuz, güvensiz, huzursuz, korku dolu çocuklar büyüdü büyüdü büyüdü...sıfat olarak erkek doğdular ama insan olamadılar! Olamazlar da...önce din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın; insan insana nasıl yaşanır büyükler öğrenmeli ki çocuklarına aşılasın!

Ağaç yaşken eğilirdi değil mi?